Antalya- Kumluca Karacaören Doğa, Kültür, Turizm Tanıtma ve Dayanışma Derneği’nin temmuz ayında Likya kültürünün izlerini taşıyan Alakır vadisindeki Karacaören köyünde düzenlediği 1. Uluslararası Sanat Festivali bölge insanıyla sanatçıları buluşturdu.
ÖĞR. GÖR. EMEL MÜLAYİM
Akdeniz Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Seramik Bölümü
Daha önce Doğa Kültür ve Sanat festivali olarak yapılan şenlik, daha da gelişerek bu yıl uluslararası bir boyut kazandı. Antalya- Kumluca Karacaören Doğa, Kültür, Turizm Tanıtma ve Dayanışma Derneği ilk kez bir köyde sanat festivali yapmıştı. Temmuz ayında Alakır vadisinde bulunan Kumluca ilçesi/ Karacaören köyünde halkla birlikte bu etkinliği düzenledi.
Bu çalıştayların yapılmasındaki temel amaç; aynı estetik kaygıyla bir araya gelen sanatçıların ilgi ve üretim sorunlarının çözümünde etkileşim ortamı yaratmak, karşılıklı moral motivasyonu oluşturmak, aynı zaman da bölge insanıyla sanatçıları buluşturarak üretim süreçlerine tanıklık etmelerini sağlamak ve sanatı halka taşımaktır. Sanatçıların bir etkileşim ortamı içerisinde hem bireysel üretimlerini gerçekleştirip hem de ortak düşüncenin ürünü olan işler üretmesi de bu sürecin bir parçasıdır.
Karacaören Doğa Kültür Turizm Tanıtma ve Dayanışma Derneği Yönetim Kurulu Başkanı ve Alakır Doğa ve Kültür dergisi Editörü Mehmet Başar’ın ev sahipliğinde gerçekleştirilen sanat çalıştaylarını Akdeniz Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü’nden Doç. Nevin Yavuz Azeri ve Seramik Bölümü’nden Öğr. Gör. Emel Mülayim koordine etti. Yurt dışı ve yurtiçinden sanatçı ve akademisyenlerin katıldığı etkinlik 24- 30 Temmuz’da Antalya Kumluca Karacaören Mahallesi Karabük Hilmi Yılmaz Tesisleri’nde yapıldı.
Emel Mülayim tarafından koordine edilen Seramik Pişirim Çalıştayı’nda alternatif pişirim yöntemlerinden iki ayrı pişirim tekniği olan Raku ve Zagar teknikleri davetli akademisyen sanatçılar tarafından uygulandı. Farklı üniversitelerden gelen davetli sanatçılar; Emel Bozkurt, Emel Mülayim, Ergün Arda, Nurtaç Çakar, Senanur Gündoğdu Dodevski ve Işık Aslıhan’dı.
Festivalde sanat çalıştaylarının yanı sıra mümkün olduğunca yöre insanının da katılımının sağlandığı resim ve seramik etkinlikleri gerçekleştirildi. Çalıştay sayesinde sanatçı ve halk birlikteliği ilk defa bu bölgede sağlandı.
2004 yılında köy şenliği olarak başlayan ve kesintilere uğrayarak devam eden “Alakır Doğa Kültür ve Sanat Festivali” sanat çalıştaylarının hemen ardından yöre halkının çoklu katılımıyla ‘doğa ve kültürel etkinlikler’ olarak devam etmiştir. Karacaören köyü, Alakır Vadisi içinde Rhodiapolis, İdebessos, Kitanaura, Kormos, Akalissus, Aloanda kentleriyle modern ve çağdaş nüfusuyla Antik Çağ’dan bu yana Likyalıların kültürel değerlerinin özelliğini taşımaktadır. Özellikle Bizans ve Geç Roma dönemi seramiklerinin görüldüğü Likya kültürü içinde yer alan Kumluca’da bulunan Antik Rhodiapolis kenti, seramiklerin en yoğun bulunduğu Likya kentlerinden birisidir. Önemli bir kültür merkezi ve doğa harikası Likya vadisinde bulunan Karacaören köyü, sanat çalıştayları ve festivalleriyle uzun yıllar yaşayacak ve yaşatılacaktır.
12. Alakır Doğa kültür Şenlikleri kapsamında bu yıl ilk defa yapılan I. Uluslararası Sanat Çalıştayı’nın en önemli özelliği ise hiçbir resmi kurumdan destek alınmadan köy halkının sponsorluğunda imece usulü gerçekleştirilmiş olmasıdır. Çalıştay alanında köylünün desteğiyle Türkiye’nin ve Avrupa’nın farklı üniversitelerinden davetli sanatçılarla birlikte bu etkinliğin düzenlenmiş olması aynı zamanda bir ilke imza atılmasını sağlamıştır. Bu imzayı da antik Likya kentlerinin içinde yaşayan bu üretken ve misafirperver, sanata sahip çıkan, değer veren Karacaören köylüleri atmıştır. Öyle ki resim ve seramik pişirim çalıştayı sırasında sanatçının malzemesini sağlayan, onları evlerinde misafir ederek sofralarını açan, her gün çalıştay alanında sanatçılarla canla başla çalışarak eserlerin üretilmesinde desteği sonsuz olan güzel yürekli çağdaş köylülerdir. Bu da sanatın halk katılımlı yapılması gerektiğine dair dikkat çeken bir örnektir. Antik Likya kültürü içinde yer alan bu yörenin sanatla iç içe olduğu bu çalıştayla gözle görülür bir şekilde anlaşılmıştır.
Comments