15 bin 550 köy okulu taşımalı eğitim uygulamasından dolayı kapatıldı. Seramik sanatçısı Huri Aykut Ülker, yüzden fazla köyde binden fazla çocukla sanat çalışmaları yaptı ve kapanan okullarının öykülerini dinledi. İşte bu hikayeler “Dilsiz Ziller” başlıklı seramik yapıtlara ve ardından bir sergiye dönüştü.
Fatma Batukan Belge
Seramik sanatçısı Huri Aykut Ülker, Bursa Kültür Sanat ve Turizm Vakfı bünyesinde gerçekleştirilen “Her Yerde Sanat Var” projesi ile Bursa ve çevresinde yüzden fazla köyde binden fazla çocukla sanat çalışmaları yaptı. İşte bu arada çocuklardan kapanan okullarınınöykülerini dinledi. Sonra bu öyküler “Dilsiz Ziller” başlıklı seramik yapıtlara ve ardından dabir sergiye esin kaynağı oldu.
Nilüfer Belediyesi Nazım Hikmet Kültür Evi, Nazım HikmetSanat Galerisi’nde açılan sergide HP eski milletvekili Kemal Demirel’in fotoğrafları; Huri Aykut Ülker, Arzu Karayel, Canan Temizelli, Gül Seray Artut, İpek Candaş, Nihan Ertürk Dere’nin yapıtları yer aldı. Serginin küratörlüğünü üstlenen Huri Aykut Ülker “Dilsiz Ziller’in öyküsünü anlattı:
Beş yıldır Bursa çevresindeki köy okullarına gidip çocuklarla çalışıyorsun. Hiç
zorlanmadın mı?
En zor hava ve yol şartlarında dahi gideceğim okulda pırıl pırıl parlayan gözlerle beni bekleyen yürekleri düşününce yola çıktım. Bazen aracım arızalandı, bazen karda kaldım, bazen kayboldum tekrar yolu buldum. Korktum ama vazgeçmedim. Bazen de sanatçıdostlarım bana eşlik etti.
“Dilsiz Ziller” konsepti nasıl çıktı?
Bazı köylerde boş binalar karşıladı bizi. Çünkü çocuklar taşımalı sistemle başka yerlere taşınıyor. Okulun zilleri susmuş, yani dilsiz bir zil gibi sessiz, okul binası çocukları özlüyor.
Çocukları olmayan okullar olmamalı. Köysüz bir ülke söz konusu olamaz. Köy çocukları dağlardan, patikalardan her sabah çıkıp okullarına giderler. Tüm zorluğuna rağmen mutlu olurlar. Ama köy okulları kapandı ve kapanmaya devam ediyor. Öğrenciler merkez okullara taşındı. Pansiyon, yatılı okullar ve yurtlarla çocuklar ailelerinden ve güven ortamlarından koparıldılar.
Kaç köy okulu kapandı bu süreçte?
Taşımalı eğitim uygulaması, 15 bin 550 okulun tümüyle kapanmasına neden oldu. Okulsuz
köyler şehirlere olan göçü daha da hızlandırdı. Gidemeyenler için de önce yatılı bölge okulları
açıldı ama kimse 8-10 yaşındaki çocuğunu bu okullara göndermek istemedi. Bunun
üzerine, taşımalı eğitim diye ucube bir sistem yaratıldı. Sabahın köründe bir minibüs yola
koyuluyor, köy köy dolaşarak, topladığı çocukları daha büyük köydeki bir okula götürüyor.
Akşam da geri getiriyor. Her sabah, küçücük çocuklar, toprak köy yollarında sürükleniyor.
Geçen yıllarda yetmişten fazla çocuk bu sistem içinde trafik kazasında öldü. Bakanlık,
taşımalı sistem için her yıl trilyonlarca lira (bu yıl 76.6 trilyon) harcıyor. Bunun etrafında da
önemli bir rant oluşmuş durumda. Başta minibüsçüler ve yemek şirketleri gelmek üzere bazı
köy muhtarları da önemli kazançlar elde ediyor. Çocukları düşünen yok! Dilsiz ziller gibi
derdini anlatamayan çocuklar, anneler, babalar var.
Sergiye adını veren seramik yerleştirmen bir anlamda onların sesi…
Sayılarla ifade edilip raporlanan bu durumu temsilen seramikten yaptığım zilleri yerleştirdim.
Ülkemiz yönetimindeki bakanlar, milletvekilleri, muhtarlar, belediye başkanları, valiler gibi
tüm kurumların idarecileri tarafından sadece sayılarla ifade edilenlerin aslında o köylerde
yaşayan birer çocuk olduğunu hatırlatmak istedim.
Comments