top of page

KÜLTÜR-BELLEK BAĞLAMINDA SÜMERBANK PORSELEN FABRİKALARI

Doç. Nurdan YILMAZ ARSLAN*

*Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi, Seramik ve Cam Bölümü


ÖZET


“Sümerbank-Sanayide Devlet” sloganı ile belleğimizde yer alan ve markalaşan, üretim süreçlerine tanık olduğumuz Cumhuriyet dönemi endüstri devrimi, ülkenin sosyo-kültürel, iktisadi ve ekonomik kalkınmasını şekillendirirken, paralelinde eğitim, bilim, sanat ve teknolojinin gelişmesine de önemli bir ivme kazandırmıştır.


Konumuzu kapsayan ve genel tanımıyla seramik alanında yer olan porselen üretimini Cumhuriyet Dönemi kalkınma projeleri kapsamında ele alıp incelemek daha doğru olacaktır. Ülkenin var olan hammadde kaynaklarının kullanılmasını amaçlayan bu projeler Atatürk’ün direktifi ile 1933 yılında hayata geçmiştir. “Sümerbank” ve “Şişecam” çatısı altında kurulan fabrikalardan birçoğu seramik ve porselen fabrikalarıdır. Savaştan yeni çıkmış bir ülkenin ihtiyacı olan ve her alanda üretime yönelik fabrikaların kurulmasını sağlayan bu gelişmeler tarım toplumundan sanayi toplumuna geçişi hızlandırmış, kentleşme süreci ile modern yaşam alanlarını da şekillendirmiştir.


Fabrikalarda görev alacak mühendis, tasarımcı, sanatçı ve teknisyen gibi eğitimli iş gücü yine genç Cumhuriyetin kurulması sürecinde açılan teknik meslek liseleri, yüksekokullar, sanat, tasarım ve mühendislik fakültelerinden mezun gençlerin fabrikalarda görev alması ile farklı bir boyuta taşınmıştır. Bu bağlamda bu fakültelerden mezun olan gençler ile Sümerbank, Etibank ve MEB bursları ile yurt dışına gönderilen ve mühendislik eğitimi alan gençler dönerek bu fabrikalarda ve yeni açılan üniversitelerde görev almışlardır.


Sanayileşen Cumhuriyet Türkiye’sinin belkemiğini oluşturan temel üretim birimleri yerli hammadde kaynakları kullanılarak faaliyete geçirilmiştir. O dönem “Sümerbank” çatısı altında açılarak ülkenin neredeyse %80 seramik ihtiyacını karşılayan seramik sanayi, yeni modern yaşam alanlarını seramik ve porselenin teknik ve estetik tasarım ürünleri ile buluşturmuştur.Diğer Bağlamda yüzyıllar boyunca Avrupa’da ve ülkemizde saray ve soyluların günlük hayatta sofralarında kullandığı ve bir statü göstergesi olan “porselen” her eve girecek,toplumun sofra eşyası olarak porselen ile tanışması “Sümerbank Porselenleri” ile olacaktır.1950 sonrası daha da hız kazanan gelişmeler özel seramik sektörünü de canlandıracak, yerli tasarım ürünler dünya fuarlarında yer alacaktır.


Endüstri Devrimi’nin kazanımlarını sadece ekonomik boyutuyla değil sosyolojik boyutuyla da okumak gerekir. Kendi öz kaynaklarını üretime çeviren bu süreç, sadece ülke ekonomisini ve endüstrisini canlandırmakla kalmamış, bu fabrikalar aracılığı ile toplumun sosyalleşmesini sağlamıştır. Fabrika bünyesinde açılan okulları, kreşleri, kütüphaneleri, sinema salonları, spor salonları, kısaca sosyal tesisleri ve çalışan kadın istihdamı ile de şehirlerin ve toplumun sosyo-kültürel kimliğinde de aydınlanma devrimi yapmıştır.


Anahtar Kelimeler: Porselen, seramik, endüstri, üretim, tasarım.


*Bu metin 13-15 Ekim 2021 SERES’21 Uluslararası Seramik Kongresi’nde “Kültür –Bellek Bağlamında Sümerbank Porselen Fabrikaları” başlığı ile sunulan bildirinin genişletilmiş halidir.


1. PORSELENİN KISA TANIMI


Günümüzde porselenin teknik ve bilimsel olarak birçok tarifi yapılıyor olsa da yaygın olarak yapılan tanımı; seramik grubunda yer alan, beyaz pişme özelliğine sahip, gözeneksiz, camsı ve şeffaf bir yapıya sahip ürünler olarak tanımlanabilir.


Porselenin ilk defa Çin’de MS 618-907 yıllarında Tang Hanedanlığı döneminde üretildiği bilinmektedir. Beyaz kaolin ve dövülmüş granit bileşimlerinden hazırlanan bir çamurun yüksek derecede pişirimi ile oluşan, sert, beyazımsı ve yarı şeffaf görünümlü porselenler ilk defa Çin’de üretildikleri için “Çini” ya da “Çin İşi” gibi isimlerle adlandırılmışlardır (Kalyoncu. 2015. s:19). Avrupa’da ise porselen sözcüğünün Latince istiridye anlamına gelen “porcellana” kelimesinden türediği tahmin edilmektedir. Diğer bir tarife göre Venedikli gezgin Marco Polo tarafından deniz yolu ile Çin’den Avrupa’ya getirilen porselene, Çin’de bozuk para yerine kullanılan bir deniz kabuklusunun porselene benzeyen yapısını anlatmak için bu ismin verildiği tahmin edilmektedir. Porselen kelimesi bize Fransızca “porcelaine” sözcüğünden geçmiştir. Avrupa’da ve ülkemizde Endüstri Devrimi ile hız kazanan porselen üretimi ve teknolojisi kullanım alanına ve amacına göre günümüzde farklı isimler ile anılmaktadır. Sert ve yumuşak porselen adı altında üretilen bu ürünler teknik ve estetik özelliklerine, içerdikleri hammadde ve pişirim sıcaklıklarına göre kendi içinde de gruplara ayrılarak tanımlanmaktadır.


2. DÜNYADA PORSELENİN KISA TARİHÇESİ


Seramik grubunda yer alan ve toprak kaplardan porselene uzanan yolculuk Çin’de başlamıştır.İlk porselen üretiminin M.S.618-907 Yıllarında Tang Hanedanlığı döneminde yapıldığı bilinmektedir.Bileşim olarak pekişmiş çini özelliğinde, yani bir tür yumuşak porselen olarak üretilen bu ürünler, beyaz pişme özellikleri ile de dünyada ilk üretilen porselen grubunda yer almışlardır.Beyaz pişme özelliği ile porselen bileşiminde yer alan kaolin yataklarının ve “petunse” adı verilen feldspatlı kayaçların Çin’de bol miktarda bulunması porselen üretimine hız kazandırmıştır. Porselen üretimine uygun zengin hammadde kaynaklarını keşfeden Çinli seramik ustaları geleneksel çay kaplarını yüksek derecelerde geliştirdikleri porselen çamurları ile buluşturmuşlardır.


Porselenin Çin’den Avrupa’ya ilk yolculuğunun MS 1100 yılında İpek Yolu ile başladığı gibi görüşler olsa da ilk porselen ticaretinin 1295 yılında Venedikli tüccar Marco Polo tarafından deniz ticareti yolu ile yapıldığı bilinmektedir. Çin’den Avrupa’ya ithal edilen mavi-beyaz Çin porselenleri zengin Avrupalı soylular tarafından çok beğenilmiş ve oldukça talep görmüştür. Çin porselenlerine duyulan hayranlık Avrupa’lı yatırımcıların porselen üretimine yönelik çalışmalarını hızlandırmıştır. 1575 yılında ilk defa İtalya’da üretime başlayan porselen fabrikasının ardından, 16. yüzyılda ortaya çıkan Japon porselenleri gerek tasarım gerekse sıraltı ve sırüstü renkli desen özellikleri ile Avrupa’da ve dünyada Japon porselenlerine olan ilgiyi artırmıştır.


“Japonya’da porselen sanatının ve tekniğinin gelişmesi, 16. yüzyıl sonlarındaki seramik savaşlarının ardından Arita bölgesine gelen Kore’li seramikçilerin bildikleri mavi-beyaz porselen tekniği ile başlamıştır.1646 yılından başlayarak da renkli dekorlu Arita porselenleri Hollanda gemileri ile İmari limanı’ndan Avrupa’ya ihraç edilmeye başlanmıştır (Arcasoy, Başkırkan.s:170).


Fransa’da Sevres, İngiltere’de Worcester, Almanya’da Meissen, Avusturya’da Du Paquiers gibi kraliyet fabrikalarında araştırma laboratuarları kurularak, Çin porselenleri kalitesinde çeşitli porselen araştırmaları yapılmıştır. Sert porselen,yumuşak porselen ve bone-chine gibi porselen türleri geliştirilmiştir.1709’da Almanya’da J. Frederich Böttger tarafından geliştirilen ve pekişmiş çini olarak adlandırılan çamur reçeteleri porselen üretiminde kul1anılmıştır. 1700’lü yıllarda başta Almanya, Fransa gibi birçok Avrupa ülkesinde kurulan kraliyet porselen fabrikaları uzun yıllar üretime devam etmiş, Endüstri Devrimi ile porselen fabrikaları tüm Avrupa ülkelerine hızla yayılmıştır.


“1720-1739 yılları arasında Almanya’da Meissen Porselen Fabrikası’nda çalışan tasarımcı John David’in Çin porselenlerinde kullanılan mavi-beyaz sır altı dekor tekniğinin inceliklerini araştırdığı ve keşfettiği bilinmektedir. Avrupa’da bu yıllarda üretilen kobalt dekorlu porselenler ilk başlarda Doğu Asya ve Çin etkisini yansıtsa da bu durum Avrupalı tasarımcılar tarafından yeniden ele alınıp çalışılarak porselen ürünlerde Avrupa desen tarzının ortaya çıkması sağlanmıştır. Nar meyvası, Asten çiçekleri, bitki ve soğan dekorlu desenler artık Avrupa’da üretilen tüm porselenlerde uygulanmaya başlamıştır. 1875 yılında kurulan Çek Porselen Fabrikası’nda üretilen sır altı soğan dekorlu mavi-beyaz porselenler markalaşarak “Orijinal Bohemya Porselenleri” olarak günümüzde üretimine devam etmektedir. (Arslan, 2011, s:93)


Avrupa’da Dünyada kuruluşu ve üretimi yüzyıllar öncesine dayanan ve markalaşmış klasik porselen üretiminin yanı sıra, 20. yüzyılda hız kazanan yeni üretim ve tasarım teknolojileri porselenin kullanım amacını ve kullanım alanlarını da büyük ölçüde genişletmiştir. Tüm dünyada günümüzde halkın beğenisi ile değişen çağdaş porselen tasarımları da dünya fuarlarında yerini almaktadır.


3. TÜRKİYE’DE PORSELEN ÜRETİM TARİHİ


3. 1. Osmanlı Dönemi Porselen Üretimi


Ülkemizde ilk porselen üretimi Avrupa’da gerçekleşen Endüstri Devrimi’nden yüz yıl sonraya tarihlenmektedir.”18. yy. başlarında İstanbul’un Galata, Balat, Beykoz gibi semtlerinde “Alimizade Ömer Efendi” damgasını taşıyan porselenlerin üretildiği bilinmektedir. Sultan Abdülmecit (1839-1861) daha kaliteli porselen üretmek amacıyla bu atölyeleri bir araya getirerek 1845 yılında Beykoz İncirli köyü yakınlarında bir fabrika yapmıştır. Bu fabrikada “Eser-i İstanbul” damgasını taşıyan, Avrupa porselenleri örnek alınarak çalışılan, yüksek kalitede ve Türk beğenisine hitap eden özgün eserler meydana getirilmiştir” (Kalyoncu. 2015, s:22).


Yıldız Porselen fabrikasının kurulması fikri aslında yıllar öncesi sarayın porselene duyduğu ilgi ile şekillenmeye başlar. Osmanlı sarayına 14. yüzyılda kullanım amacıyla giren Çin ve Japon porselenleri uzun yıllar sarayın ihtiyacını karşılamıştır. Ancak 17. yüzyıl başlarında Fransa Sevres porselenlerine duyulan hayranlık sarayın tercihini değiştirmiştir. Saray hanedanlığının özel siparişiyle üretilen ve tamamen sarayın sosyo-kültürel yapısına hitap eden bu ürünler ilerde ülkemizde porselen fabrikasının kurulmasını sağlayacaktır. Fransız porselenlerine duyulan ilgi, Sultan 2. Abdülhamit’in 1892 -1894 yıllarında Yıldız Çini fabrikasını kurması ile üretime başlar.

(Görsel 1) (Görsel 2) (Görsel 3)


Osmanlı çini sanatının yeniden canlandırılması, saray ve çevresinin porselen ihtiyacını karşılamak üzere kurulan fabrika, Fransız Sévres ve Limoges fabrikasından ithal edilen teknoloji, uzman personel ve model kalıpları getirilerek üretim başlatılmıştır. Vazolar, duvar tabakları, yazı ve sofra takımları, kapaklı kaseler, kartvizit tabakları, sahanlar, aşure tepsileri, şekerlikler çay ve fincan takımları gibi ürünler üretilmiştir.

(Görsel 4) (Görsel 5) (Görsel 6)

Fabrikada o dönem yurt dışından ve yurt içinden getirilerek çalışan, Halit Naci, A. Nikot Ömer Adil, Ali Ragıp, F. Zonaro Tharet gibi ünlü tasarımcılar ve ressamlar görev almışlardır. Doğu-Batı sentezli bu ürünler Türk çini sanatının dünyaya tanıtılmasında önemli rol oynamıştır.


Bu anlamda Osmanlı porselenlerini tek bir kalıba sokmak çok mümkün değildir. Bezeme ve form olarak çeşit çeşit üslubun bir arada kullanıldığı bu eserlerde Barok’tan Rokoko’ya, antik motiflerden Osmanlı motiflerine kadar pek çok farklı detayı birlikte incelemek mümkündür. Eserlerin üzerinde çoğunlukla ilhamını doğadan alan tasvirler görülmektedir. Bir çiçek ya da kuş motifinin yanı sıra, bir İstanbul manzarası, bir orman peyzajı da çini resimlerinde karşımıza çıkmaktadır” (millisaraylar.gov.tr). Günümüzde Topkapı Sarayı müzesinde bulunan bu porselenler, 19. yüzyıl Osmanlı saray yaşamını tanımamıza olanak sağlamaktadır


3. 2. Cumhuriyet Dönemi Sürecinde Porselen Üretiminin İncelenmesi


Osmanlı Devleti döneminde 1894’ten 1911 yılına kadar üretimi devam eden Yıldız Çini ve Porselen Fabrikası 1. Dünya Savaşı’nın başlaması ile kapanmıştır. Kurtuluş Savaşı yıllarında haberleşme görüşmelerini sağlamak için yeniden açılan fabrika, telgraf tellerini birbirine bağlamakta kullanılan kaolin fincanların üretimi için iki sene üretime devam etmiştir.


Cumhuriyetin ilanından sonra fabrika uzun yıllar kapalı kalmıştır. 1957’de fabrikayı yeniden canlandırma girişimleri başlatılmış ve çalıştırılması görevi Sümerbank’a verilmiştir. Ülkemizde Cumhuriyetin kurulması ile hız kazanan ve Endüstri Devrimi olarak adlandıracağımız bu süreç, sosyal devlet projelerinin hayata geçmesini ve her alanda ülkenin ihtiyaçlarını karşılamayı amaçlayan üretime yönelik fabrikaların açılmasını sağlamıştır. 1933 yılında Atatürk’ün teşviki ve yönlendirmesi ile kurulan “Kamu İktisadi Teşekkülü Kurumu” “Sümerbank” ve Şişecam” çatısı altında hayata geçirilmiştir. AR-GE çalışmaları ile tamamen ülkenin hammadde kaynakları kullanılarak üretime geçen bu fabrikalar sadece ülke ekonomisini ve endüstrisini canlandırmakla kalmamış; fabrika bünyesinde açılan kreşleri, okulları, sosyal tesisleri, kütüphaneleri, çalışan kadın istihdamı ile de şehirlerin ve toplumun sosyo-kültürel kimliğinde aydınlanma devrimi yapmıştır.Yine bu dönemde,1941’de İzmit’te kurulan kaolin fabrikası, yeni açılan ve hizmete geçen kağıt fabrikalarının sulu kaolin ihtiyacını karşılamak üzere kurulmuştur. Ülkemizde modern seramik endüstrisinin temellerini oluşturan bu süreç, bu fabrikalarda görev alan eğitimli iş gücü ile de önemli bir ivme kazanılacaktır. Bu gelişmeler ilerde akademik sanat eğitimi ile buluşacak ve bu okullardan mezun olan sanatçı-tasarımcı gençler ile, “Devlet Kurumları Bursu” ile yurt dışına gönderilen ve mühendislik eğitimi alan gençlerin seramik endüstrisinde ve üniversitelerde görev almalarını sağlayacaktır. Bu üretim zinciri tüm detayları ile çalışılarak projelendirilmiş, o dönem yurt dışında eğitim alarak dönen Faruk İşman, Hakkı İzzet, Mahmut Erkaya, İhsan Çekmegel gibi dönemin değerli mühendis ve akademisyenleri tamamı yerli hammaddeler ile porselen çamuru geliştirir. Buluşlarıyla seramik endüstrisinin gelişme döneminde hem mühendis hem de bir teknisyen kimliği ile yer alan Faruk İşman bir söyleşisinde “1958 yılında yurda döndük. Yeni açılmış olan Devlet Tatbiki Yüksekokulu’nda seramik kimyası ve teknoloji dersleri vermek üzere atandım. Yeni kurulmakta olan İstanbul Porselen Sanayi A. Ş.’nin Tuzla’daki kimya ve seramik laboratuvarı ve deneme tesislerinde Türk hammaddeleri ile porselen üzerine çalıştım, ustaların yetişmesi için okulda uygulamalı ders verdim…hammadde ve porselen çalışmalarım Eczacıbaşı ve Bozüyük Seramik Fabrikalarının kurulması sürecinde devam etti.” (Seramik Dergisi. 2000. s:29)

(Görsel 7) (Görsel 8) (Görsel 9)


Sümerbank Yıldız Porselen, Yarımca Porselen, Kütahya Seramik Sanayi, Bozüyük Seramik Sanayi, İstanbul Sanayi Porselen Fabrikası gibi fabrikalar sadece bunlardan birkaçıdır. Diğer yandan, yüzyıllar boyunca Avrupa’da ve ülkemizde sarayın ve soyluların günlük hayatta kullandığı bir statü göstergesi olan porselen ürünler, bu süreçte her eve girecek, toplumun sofra eşyası olarak porselen ürünler ile tanışması “Sümerbank porselenleri” ile olacaktır.

(Görsel 10) (Görsel 11) (Görsel 12)

1957 yılında tekrar üretime başlayan Sümerbank Yıldız Porselen Fabrikası Osmanlı Dönemi’nde üretilen klasik porselen ürün tasarımlarının birçoğunu tekrar hayata geçirmiş, bunun yanı sıra yeni sofra eşyası tasarımları ile üretimine devam etmiştir. 1970 ve 80 sonrası Sümerbank Kurumlar Bursu ile Almanya’da seramik mühendisliği eğitimi alarak yurda dönen Kazım Çokay, Remzi Arslan, Celal Yıldız, Cemal Kaya gibi birçok genç mühendis Sümerbank Yıldız Porselen Fabrikası’nda porselenin iyileştirilmesi kapsamında başarılı AR-GE çalışmaları yapmışlardır. Güzel Sanatlar Akademisi ve Tatbiki Güzel Sanatlar Yüksek Okulu’nda okuyan sanatçı ve tasarımcı gençlere staj imkanı sağlayan bu fabrikalar mezuniyet sonrası kapılarını açarak onların tasarım ve üretim proseslerinde görev almalarını sağlamıştır. Diğer bağlamda bu fabrikalarda ve üniversitelerde görev alarak, hem Türk seramik endüstrisinin, hem de çağdaş Türk seramik sanatının gelişmesine önemli katkı sağlamışlardır.

(Görsel 13) (Görsel 14) (Görsel15)

Bu fabrikaların çalışma sürecinde çoğumuzun anıları vardır. Üretim sürecine dahil olduğumuz bu anılar birer sanatçı, tasarımcı, usta, teknisyen mühendis gibi kimliklerin şekillenmesinde önemli rol oynamıştır. Mustafa Tunçalp ile yaptığımız bir sohbette 1967 Yılında Yıldız Porselen Fabrikasında çalıştığını,çini desenli burmalı, kendi deyimiyle “Porselen Çeşm-i Bülbül” vazo yaptığını ve 1972 yılında ülkemizi ziyarete gelen İngiltere Kraliçesi Elizabeth’e hediye edildiğinden bahsetmiştir. Ağırlıklı olarak sofra eşyasının yanı sıra süs eşyası ve özel koleksiyonlar üreten fabrika, fabrika bünyesinde yer alan “fabrikadan halka satış” mağazası ile 1994 yılına kadar devam eder. 1994 yılında Sümerbank’tan Milli Saraylar Daire Başkanlığına devredilen fabrika günümüzde de Türk çinicilik ve porselen sanatının devamı niteliğinde tarihi kimliğini devam ettirmektedir.

(Görsel 16) (Görsel 17)


1960 yılında yılda 3 bin 200 ton porselen üretimi kapasitesi ile üretime başlayan İstanbul Sanayi Porselen Fabrikası üretimini 1993 yılına kadar sürdürür ve kapanır.

(Görsel 18) (Görsel 19)


“Sümerbank Yarımca Porselen Fabrikası 1950’li yılların sonunda kurulmasına karar verilse de 1968 yılında üretime başlamıştır. Ülkenin seramik ihtiyacının yüzde 70’ini karşılaması düşüncesiyle 60 bin m2 alana kurulan bu dev fabrikanın üretim bandında sofra eşyasından süs eşyalarına, sağlık gereçlerine ve elektro porselene kadar pek çok ürün bulunur. Üretilen bu ürünler ülkenin hammadde kaynakları kullanılarak kesintisiz 30 yıl üretime devam etmiş ve 1998’de özelleştirme sürecinde kapanmıştır. (Batukan,www.aydinlik.com.tr).

(Görsel 20) (Görsel 21) (Görsel 22)


“Seramik sanatçısı Safiye Başar 2019 yılında açtığı “Hakikati Ara-lamak” başlığını taşıyan sergisinde fabrikada 200 kadın işçiyi barındıran Yarımca Porseleni kadın üzerinden sosyolojik boyutuyla açıklamaktadır. “Bu fabrikalar sadece ekonomik birer değer değil… Sümerbank çatısı altındaki tüm fabrikaların kendine ait bir kültürü var. İzmit’i İzmit yapan, kültürel anlamda zenginleşmesini sağlayan yapılar bunlar. Kadın işçiler ilk kez bu fabrikaya gelip para kazanmaya ve ekonomik güç elde etmeye başladıklarında farklı bir yaşam bakışı kazanmış oluyorlar. Fabrika orada yaşayan işçilerin, özellikle kadın işçilerin yaşamları üzerinden okunup sosyolojik boyutuyla ele alınmalı.” (Batukan,www.aydinlik.com.tr).


“Sümerbank fabrikalarında yetişen teknik kadro günümüzdeki Türk sanayinin kurulmasında önemli görevler üstlenmişlerdir. Günümüzde var olan büyük sanayi kuruluşlarının hemen hepsi bir zamanlar Sümerbank fabrikalarından faydalanmışlardır. Fabrikaların kuruluşunda olduğu kadar, işletmesinde de Sümerbank kökenli mühendis, usta, tasarımcı, teknisyen ve işçi çalıştırılmıştır. 50’li yıllardan sonra Türkiye’de kurulan özel sektör fabrikalarının kurucu mühendislerinin hemen hepsi Sümerbank kökenlidir (Oral, 2006, s:77).


SONUÇ


Geçmişten günümüze bizi ileriye götüren tüm değerler ve kavramlar sosyo-kültürel kimliğimizle bağ kurar ve yaşadığımız çevre ile şekillenir. Savaştan yeni çıkmış bir toplumun ilerlemesi için gereken tüm kazanımlar Cumhuriyet dönemi ile başarılmıştır. Sosyal devlet projeleri ile eğitim ve endüstri alanında gerçekleşen devrimler birbirleriyle paralel bir devinim ile hız kazanmış ve modern Türkiye’nin temellerini atmıştır. Kendi öz kaynaklarını üretime çeviren bu süreç sadece ülke ekonomisini ve endüstrisini canlandırmakla kalmamış, toplumun sosyo-kültürel kimliğinde de aydınlanma devrimi yapmıştır. Fabrika bünyesinde açılan kreşleri, okulları, sosyal tesisleri, kütüphaneleri, lojmanları, bilim ve sanat eksenli yüzlerce yurt dışı eğitim bursları ile bu fabrikalarda ve üniversitelerde görev alan eğitilmiş kadroları ile ülkemiz tam aydınlanma yaşamıştır. Bunun yanı sıra kadınlara bu fabrikalarda yaratılan iş istihdamı ile onları sosyal hayatın içine sokarak, kadının sosyalleşmesini ve ekonomik özgürlüğünün kazanmasının önünü açmıştır. Günlük ihtiyacımızı ve fiziki koşullarımızı üretimin tüm olanakları ile buluşturan ve bir sosyal devlet projesi olan “Sümerbank fabrikaları” hafızamızı hâlâ canlı tutmaktadır. Ayakkabılarımızdan tekstil ürünlerine, modern yaşam alanlarımızı dönüştüren porselen sofra eşyasından, sağlık gereçlerine, yer ve duvar kaplamalarından elektro porselen ürünlere kadar, Türk seramik sanayinin günümüze dönüşerek ulaşmasının gerçek hikâyesidir. Diğer bağlamda binlerce yıldan beri Anadolu topraklarında var olan seramik sanatı yine bu topraklarda yaşamış bir uygarlığın adını alarak yeniden şekillenmiştir. “Sümerbank-Sanayide Devlet” sloganı ile büyüyen bir nesil olarak, sosyal devlet kavramından tamamen uzaklaştığımız ve üretemediğimiz bu süreç bize daima bir zamanlar ne kadar şanslı olduğumuzu ve bunu değerlendiremediğimizi hatırlatacaktır. Köy Enstitüleri’nin 1954’te kapanması ile sekteye uğrayan eğitim sistemimiz gibi, 1998’lerde özelleştirme adı altında, el değiştiren fabrikalar liberal ekonominin sistemi ele geçirmesi ile tamamen kapanmış, üretimi ve ekonomiyi de sekteye uğratmıştır. Geçmişin zengin kazanımları üzerine inşa edilen tüm değerler ve kavramlar, gelenekselden çağdaşa uzanan yolda bilim, sanat ve teknolojinin bugünü ile buluştuğunda binlerce yıl daha kalıcı olacaktır.


KAYNAKÇA

  • Arcasoy,Ateş.Başkırtan,Hasan,(2020),LiteratürYayınları,”Seramik Teknolojisi”ISBN:978-975-04-0830-4,s:170

  • Arslan, N, (2011), “Çek Porselen Fabrikası Hızlı Teknolojiye Kafa Tutuyor” Seramik-Türkiye Bilim Sanat, Tasarım ve Endüstri Dergisi, Temmuz-Eylül no:37. 2011. ISSN 1304-6578, s:92-94

  • Belge, F, Batukan, (2019), Kültür Sanat, “Özelleştirmenin Yıktığı Cumhuriyet Projesi-Yarımca Porselen”https://www.aydinlik.com.tr, Erişim tarihi 24 Eylül 2019,02:00

  • Cooper, Emmanuel,(2000)”10.000 Years of Pottery” by The British Museum Pres, ISBN 978-0-7141-5090-1, s161

  • Damlıbağ, Fatih, (2011) “Osmanlı Devleti’nde Porselen ve Çini Fabrikaları, (Doktora Tezi-İstanbul Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İktisat Anabilim Dalı), scholar. google.com.tr, (erişim tarihi, 16. 09. 2021 saat. 20. 00)

  • İşman,Faruk, (2000) Seramik Bilim Sanat ve Teknoloji, “Seramik Sırlarını Ona Açtı” Ağustos-Eylül, Sayı:10, s:29

  • Kalyoncu, Hülya, (2015), “Topkapı Sarayı Müzesi-Yıldız Porselenleri” Cinius Yayınları, Nisan 2015, IBBN978-605323-192-9.

  • Küçükerman, Önder, (1987), “Dünya Saraylarının Prestij Teknolojisi; Porselen Sanatı ve İstanbul Yıldız Çini Fabrikası”, Sümerbank Yayınevi, İstanbul.

  • Milli saraylar.gov.tr/fabrikalar/yıldız-cini-fabrika-i humayunu,Erişim tarihi:9 Haziran 2021

  • Meydan, Sinan (2022). “Sinan Meydan İle Tarihten Günümüze” Sözcü/Gündem/30 Ocak

  • Oral, Atilla, (2006), “Atatürk ve İktisadi Kalkınma Türk Ticaret ve Sanayi Tarihi’nde Atatürk Dönemi”, İstanbul, Jotun Boya Sanayi ve Ticaret. A.Ş. Yayını, s:77



GÖRSEL KAYNAKÇASI


Görsel 1: Kalyoncu, Hülya, (2015), “Topkapı Palace Museum-Star Porcelains” Cinius Publications, April 2015, IBBN978-605323-192-9. Q:22, s:255

Görsel 2: Kalyoncu, Hülya, (2015), “Topkapı Palace Museum-Star Porcelains” Cinius Publications, April 2015, IBBN978-605323-192-9. Q:22, s:441

Görsel 3: Kalyoncu, Hülya, (2015), “Topkapı Palace Museum-Star Porcelains” Cinius Publications, April 2015, IBBN978-605323-192-9. Q:22, s:285

Görsel 4: Kalyoncu, Hülya, (2015), “Topkapı Palace Museum-Star Porcelains” Cinius Publications, April 2015, IBBN978-605323-192-9. Q:22, s:132

Görsel 5: Kalyoncu, Hülya, (2015), “Topkapı Palace Museum-Star Porcelains” Cinius Publications, April 2015, IBBN978-605323-192-9. Q:22, s:383

Görsel 6: Kalyoncu, Hülya, (2015), “Topkapı Palace Museum-Star Porcelains” Cinius Publications, April 2015, IBBN978-605323-192-9. Q:22, s:325

Görsel 7: Özel Koleksiyon, İstanbul Porselen Yemek Takımı

Görsel 8: Özel Koleksiyon, Yarımca Porselen Çay Servis Takımı

Görsel 9: Özel Koleksiyon, (Servet Yılmaz) İstanbul Porselen Yemek Takımı Servis Tabağı

Görsel 10: Özel Koleksiyon, (İlhan Yılmaz) İstanbul Porselen Vazo (1980-90)

Görsel 11: Özel Koleksiyon, Sümerbank Yıldız Porselen El Dekoru Duvar Tabağı

Görsel 12: Özel Koleksiyon, Sümerbank Yıldız Porselen Yemek Takımı (1980-90)

Görsel 13: Tasarım, Mustafa Tunçalp “Çeşm-i Bülbül “Porselen Burmalı Vazo,” Yıldız Porselen (1967)

Görsel 14: Özel Koleksiyon, (Servet Yılmaz) İstanbul Porselen Yemek Servis Tabağı (1975)

Görsel 15: Özel Koleksiyon, (Hale Duran) Sümerbank Yıldız Porselen Şekerlik (1980)

Görsel 16: Safiye Başar, Eylül, 2019. “Hakikat-i Ara’lamak Sergisi, Fotoğraf: Nurdan Arslan Görsel 17: Safiye Başar, Eylül, 2019. “Hakikat-i Ara’lamak Sergisi, Fotoğraf: Nurdan Arslan

Görsel 18: Safiye Başar, Eylül, 2019. “Hakikat-i Ara’lamak Sergisi, Fotoğraf: Nurdan Arslan

Görsel 19: Yarımca Porselen Katalog, Arşiv: Nurdan Arslan

Görsel 20: Özel Koleksiyon, Yarımca Porselen Yemek Takımı Çorba Tenceresi

Görsel 21: Özel Koleksiyon, Yarımca Porselen Duvar Tabağı

Görsel 22: Özel Koleksiyon (Macide Yılmaz) Sümerbank Yıldız Porselen Yemek Takımı (1980)


bottom of page