top of page

SANATIN CANLANDIRICI GÜCÜ KONGREYE DAMGASINI VURDU

Türk Seramik Derneği’nin SERES’21 Kongresi kapsamında hayata geçirdiği etkinlikler “Canlanma/Revive” kavramı üzerine temellendi. Bu başlıkla düzenlenen sergi, sanatın canlandırıcı gücünü vurgularken, konuk konuşmacılar da pandemi sürecinin sanat üretimlerine nasıl yansıdığını ve yeniden canlanma için neler yaptıklarını anlattılar.


Türkiye Seramik Federasyonu ve Tepebaşı Belediyesi desteğiyle Türk Seramik Derneği (TSD) tarafından düzenlenen V. Uluslararası Seramik, Cam, Emaye, Sır ve Boya Kongresi SERES’21’deki sanat etkinlikleri Tepebaşı Belediyesi’ne ait Atila Özer Karikatürlü Ev ve Özdilek Sanat Merkezi’nde gerçekleştirildi.


Kongre kapsamındaki küratoryal “Canlanma/ Revive” sergisinde 90’a yakın davetli Türk ve yabancı seramik sanatçısının yapıtları yer aldı. 40 kadar yapıt, Eskişehir Espark’daki Atila Özer Karikatürlü Ev Sergi Salonu’nda sergilenirken, tüm sanatçılarınki bu sergiyle eş zamanlı olarak TSD tarafından hazırlanan online sergi salonunda gösterildi.

Kim Yong Moon ve Shin Jung Gyun


Hacettepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Seramik Bölümü’nde konuk öğretim görevlisi olan Güney Koreli seramik sanatçısı Kim Yong Moon ile Koreli kaligrafi sanatçısı Shin Jung Gyun sergi açılışı öncesinde “Find life under the tree” başlıklı bir performans sergilediler. Koronavirüs sürecinde yaşananlara ve çevrenin korunmasına dikkat çekmeyi amaçlayan sanatçılar, çok sayıda seramik karo üzerine umut, aşk, yaşam gibi kelimeleri Korece yazıp canlanmayı temsil eden dev bir ağaç resmettiler. Böylece ağacın, doğanın, suyun, toprağın ve yaşamın kutsanmasını simgelediler.

Nurtaç Çakar, İlhan Marasalı, Mutlu Başkaya, Fatma Batukan Belge, Güngör Güner, Bilgehan Uzuner

Sanatın canlandırıcı gücü sergi ve performans dışında da kongreye damgasını vurdu. Sanat oturumlarının davetli konuşmacıları pandemi sürecinin sanat üretimlerine nasıl yansıdığını ve yeniden canlanma için neler yaptıklarını anlattılar. Özdilek Sanat Merkezi’nde gerçekleştirilen sanat oturumlarında Prof. Güngör Güner, Prof. Zehra Çobanlı, Prof. Ayşegül Türedi Özen ve Alman sanatçı Reinhard Keitel bu bağlamda birer konuşma yaptılar. Judith Schwartz (ABD), Vinodkumar Saroz (Hindistan) ve Pim Sudhikam (Tayland) ise konuşmalarını video kaydı şeklinde gönderdiler. Sanatçıların ortak noktası; pandemi yüzünden kısıtlanan yaşamlarına karşın sanat üretiminden vazgeçmemeleri ve sanatı canlandırıcı bir güç olarak görmeleriydi.


Geçtiğimiz yıl yapılması planlanan ancak pandemi yüzünden ertelenen kongrede buluşan sanatçılar, aralarında maske ve mesafe olsa da bir araya gelmekten çok mutluydular.





Zehra Çobanlı, Reinhard Keitel, Mutlu Başkaya

 

Neden “Canlanma/ Revive”?


Bir buçuk yıldır insanlık küresel olarak Covid-19 pandemisiyle savaşıyor. Öte yandan bu süre içinde ülkemiz deprem, sel ve orman yangınları gibi afetlerle de yüzleşmek zorunda kaldı. Karantinalar ve kapanmalar, toplumsal yaşamı olumsuz etkiledi. Bu nedenle de ArtContactİstanbul Fuarı’nda dernek olarak “İnsan Duraklaması” sergisini gerçekleştirmiştik. İnsanlığın Covid-19 mücadelesi henüz bitmemiş olsa da zaman iyileştirici bir etkiye sahip; hem toplumsal yaşam hem de doğal yaşam yeniden uyanıyor, canlanıyor…


Bir orman yangınından sonra kömürleşmiş alanlarda bile yağmurla birlikte doğal yaşam yeniden canlanıyor. Orman tabanında depolanan tohumlar çimleniyor, bazı ölü ağaçlardan yeni dallar çıkıyor. Yeni çıplak toprağa ilk taşınan bitkiler kır çiçekleri oluyor. Ardından öncü ağaçlar geliyor; 40 yıl içinde de gölgelik oluşturacak çalılar büyüyor. Ve sonra çalılıklar tarafından iyileştirilen toprak ve hava sayesinde daha yüksek ağaçlar büyümeye başlıyor. Bu noktada orman eskisi gibi canlı ve olgun bir orman olma yolunda ilerliyor.


Peki ya yaban hayatı? Alevler başladığında hayvanlar orada durup ölümü beklemiyor; kuşlar uçup gidiyor, memeliler koşarak kaçıyor, amfibiler ve diğer küçük canlılar toprağın ya da kayaların altında saklanıyor, varsa göllere, derelere sığınıyorlar. Ne yazık ki yeterince hızlı koşamayan veya sığınak bulamayanlar duman ve alevler içinde ölüyor. Yangından sonra kavrulmuş alanlara ilk böcekler dönüyor, kısa bir süre sonra da onları aramak için kuşlar… Ayakta kalan ağaçlar onlarca kuş türü için yuva oluyor. Sonunda sincaplar ve fareler gibi küçük memeliler onlara katılıyor. Devrilen ağaçlar rakun ve tilki gibi hayvanlar için ideal yuvaya dönüşüyor. Yeni bitkiler filizlendikçe de orman daha büyük vahşi yaşamı, özellikle de geyikleri hızla geri çekiyor.


Ve zaman iyileştiriyor. Doğum-yaşam-ölüm döngüsü tekrarlanıyor. İşte TSD olarak biz de bu sonsuz döngü içinde sergimizi “Canlanma/ Revive” kavramına dayandırdık. Sanatın iyileştirici gücünü bir kez daha vurgulayarak sözü, seramik sanatçılarına bırakıyoruz.


Küratörler: Mutlu Başkaya - Fatma Batukan Belge - İlhan Marasalı





bottom of page