ÇİN’İN TERRACOTTA ORDUSU AVRUPA’YI FETHETTİ
- Seramik Türkiye

- 19 Haz
- 3 dakikada okunur
Dünyanın en güçlü üçüncü ordusuna sahip Çin, Avrupa’nın kalbi Brüksel’i 2200 yıllık Terracotta Askerler ordusuyla fethetti. Çin’i ilk kez tek bir imparatorluk altında birleştiren Qin Shi Huang’ın mezarında gömülü olarak bulunan terracotta heykellerin replikalarının yer aldığı sergi 9 Ekim 2024- 9 Mart 2025 tarihleri arasında Brüksel’de ziyarete açıldı.
FATMA BATUKAN BELGE
Fotoğraflar: ALP BİLGİNALP
Dünyanın en büyük ekonomilerinden olan 1,5 milyar nüfuslu Çin dünyanın en güçlü ordularından birine sahip. Ama Avrupa’nın kalbini fethetmek için 2200 yıllık antik terracotta askerleri ve sanatı yeterli oldu. Beş ay boyunca sergi ve ticaret merkezi Tour & Taxis’de izlenen “Terracotta Ordu ve Çin’in İlk İmparatoru”, Qin Shi Huang’ın hayatı ve Xi’an’daki mezar kompleksi üzerine oluşturulmuş en kapsamlı sergi idi. 2017’de Napoli'de, 2019'da Milano'da kalabalıkların ilgisini çeken bu sergi, dünyanın en büyük arkeolojik hazinelerinden birini yakından tanıtmak üzere Brüksel'e ulaştı.
Sergide, ölümünden sonraki yaşamında İmparator Qin Shi Huang’ı korumak amacıyla yapılarak mezara gömülen terracotta asker, savaş arabası, at, silah ve çeşitli objelerin Xi'an'lı zanaatkarlar tarafından üretilmiş 300 replikası sergilendi. Aslında nekropoldeki kazı alanında çoğu halen toprak altında 8000 asker, 520 atıyla birlikte 130 savaş arabası, 150 süvari atı bulunduğu tahmin ediliyor. Brüksel’deki sergide toprağa gömülü ordunun eşsiz atmosferini canlandırabilmek için nekropol ortamı yeniden inşa edildi ve 170 adet gerçek boyutlu heykel ışık ve ses gösterisiyle zenginleşen bu ortamda sergilendi.
Okçular, süvari birlikleri ve atlardan oluşan bir garnizona ait heykellerin hepsi birbirinden farklı. Rütbeye göre boyları, üniformaları ve saç şekilleri değişiyor. Boyları 183-195 cm arasında değişen terracotta askerlerin her birinin yüz hatları farklı; bu da sanatçıların her bir figürü gerçek insanlardan esinlenerek yarattığına işaret ediyor. Terracotta Askerler’in kahverengimsi gri karakteri ise aldatıcı. Çünkü başlangıçta pembe, kırmızı, yeşil, mavi, siyah, kahverengi, beyaz ve lila gibi parlak renklerle boyanmışlar ama zaman içinde renk katmanları dökülmüş. Münih Teknik Üniversitesi Restorasyon, Sanat Teknolojisi ve Konservasyon Bilimleri Bölümü yaklaşık 30 yıldır Çin'deki Shaanxi eyaleti ile ortaklaşa bir araştırma yürütüyor. Savaşçıların boya katmanlarını çözmek, yeniden oluşturmak ve onları korumanın yollarını bulmak için minicik boya kalıntıları üzerinde yıllarca karmaşık çalışmalar yaptılar. Bu sayede heykellerin ilk yapıldıklarında nasıl göründüklerine dair bilgiye sahibiz.
Terracotta Ordu’nun ilk askerlerini 1974 yılında bölgede su kuyusu kazan çiftçi Yang Zhifa ve kardeşleri tesadüfen bulmuş, bunları ilk teşhis edense arkeolog Zhao Kangmin olmuştu. Sergide gösterilen özel bir röportajda Zhifa hem kendi hayatını değiştiren hem de arkeoloji dünyasını sarsan, paha biçilmez bu keşifle ilgili duygularını ve önemli anları dile getiriyordu. Ayrıca sergide heykellerin yapım aşamaları seramik figürlerle canlı bir şekilde anlatılıyordu.
1987’de UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası Listesi’ne alınan heykellerin bulunduğu alanın bir bölümü turistik gezilere açık olmasına rağmen diğer bölümlerinde çalışmalar sürüyor. Nekropoldeki arkeolojik çalışmaların 2020 yılına kadar bitmesi planlanmıştı ancak hala devam ediyor. Henüz İmparator Qin Shi Huang’ın mezarı açılmadı; arkeologlar kazının mezara zarar verebileceği ve hayati tarihi bilgileri kaybedebileceği konusunda endişe duyuyorlar, Heinrich Schliemann'ın 1870'li yıllarda Truva kazılarında yaptığı hataları tekrarlamak istemiyorlar. Schliemann aceleciliği ve naifliği yüzünden pek çok izi yok etmişti. Dahası İmparator’un mezarını davetsiz misafirlerden korumak için ölümcül tuzaklar olabilir. Antik Çin tarihçisi Sima Qian, Qin Shi Huang'ın ölümünden yaklaşık 100 yıl sonra şöyle yazmıştı: “Yüz görevli için saraylar ve manzaralı kuleler inşa edildi ve mezar nadir eserler ve harika hazinelerle dolduruldu.
Zanaatkarlara, mezara giren herkese ateş etmek için tatar yayları ve oklar yapmaları emredildi. Cıva; yüzlerce nehir, Yangtze ve Sarı Nehir ve büyük deniz simüle edilerek mekanik olarak akmaya ayarlandı.” Cıvayla ilgili bölüm boş bir tehdit gibi görünebilir, ancak bilimsel çalışmalar mezarın etrafındaki cıva yoğunluğunun normalin çok üzerinde olduğunu ortaya koyuyor.
İlk imparatorun mezarı şimdilik mühürlü ama 20. yüzyılın en büyük arkeolojik keşiflerinden biri olan Terracotta Ordu, Çin İmparatorluğu'nun sanat, kültür ve tarihine yeni bir bakış açısı kazandırarak geçmişi anlamamızda bir dönüm noktası oluşturuyor.




























Yorumlar